Evliyâ Türbeleri ve Dervîşlik - Dua Melekleri | Dua Sitesi

Evliyâ Türbeleri ve Dervîşlik

Tarîkat ehlinin düşdüğü vartalardan biri de meşâyihin ve pîrânın kabirlerine, türbelerine, dergâhlarına ve onlardan kalan yâdigârlara şeklen son derece hürmetkâr olmak ama onların hakîkatinden tamâmen uzak kalmakdır. Tarîkat büyüklerine hürmet, onların tavsiyelerine uymakla, onların sözlerini dinlemekle, onların izlerinden gitmekle olur. Bir kimse kendisini bir velînin türbesine vakfetse ve bütün ömrünü o türbeye hizmetle geçirse ama o velînin yaptıklarını yapmasa, sözlerini tutmasa, onun yolundan gitmese, o zâtın feyzinden istifâde edemez, manevî bir ilerleme sağlayamaz. Olsa olsa evliyâullaha hizmet ettiği için sevâba girmiş olur. Bir kimsenin tarîkatden feyz alabilmesi için mutlakâ mürşidinin, şeyhinin, pîrinin yolundan gitmesi lâzımdır.

Hazret-i Pîr Seyyid Ahmed er-Rıfâî Kaddesellahu Sırrahu'l-Âlî Efendimiz buyuruyorlar ki :
Sakın şeyhinin tekkesini kendine bir harem eylemeyesin! Sakın şeyhinin kabri sana bir put olmasın! Sakın O'nun hâli sana bir geçim metaı olmasın!
İsmâil Ankaravî Hazretleri de "Minhâcü'l-Fukarâ"sında bu hususda şöyle buyuruyorlar :
Mürîd demek, gece gündüz şeyhinin hizmetinde, huzûrunda ve irâdetinde olan dervîş demekdir. Bazı akılsızlar, büyük velîlerin türbelerine ve dergâhlarına gitmeyi mürîdliğin şartlarından zannediyorlar. Halbuki türbe ve âsitâne ziyâretinin mürîdlikle bir alâkası yokdur. Türbeleri ve âsitâneleri ziyâret edip, oralara hizmet edenlerin, oraları ziyâret etmeyip, oralara hizmet etmeyenlere göre elbette bir üstünlüğü vardır ama bu fazîlet mürîdlere şâmil olmaz. Çünkü öyle mürîdler vardır ki, bunlar hiç türbe ya da âsitâne görmedikleri halde, bir mürşidin irâdesi altına girerek, seyr-i sülûk edip ilerlemişler ve mürşidin saadet bahşeden sözlerini cân kulağı ile dinleyip, öğrenmişlerdir. Böyle bir dervîş, bir türbe veyâ âsitânede senelerce kalıp oraya hizmet eden kişiden Allah katında da evliyâullah katında da daha fazîletlidir. Kardeşim! Gerek Hazret-i Mevlânâ'nın gerek diğer evliyâullahın âsitâne ve türbelerinin sırr-ı hakîkatine vâkıf ve kelâmına ârif olanlar vardır ki asıl yapılması gereken de budur. Kaldı ki bu sözlerimden maksadım "Türbeleri ve âsitâneleri ziyâret etmeyin" demek değildir. Maksadım, sizlere tarîkati öğretmek ve efdal olanı anlatmakdır.
İsmâil Ankaravî Hazretleri, bu tenbîhâtı bundan dört yüz yıl kadar önce bir takım mevlevî dervîşleri için yapmışdır. Zîrâ o devirde de, bazı dervîşler Konya'daki âsitâneye gitmeyi, orada uzun müddet kalıp Hazret-i Mevlânâ'nın türbesinde bulunmayı âdet edinmişler ve böyle yaparak manevî bir mertebe elde edeceklerini zannetmişlerdir. Halbuki bizzat Hazret-i Mevlânâ "Beni toprakda, mezarda aramayınız! Beni âriflerin gönüllerinde arayınız" buyurmuşlardır.


Dervîş biner Hakk fülküne geçer hakîkat mülküne
Girip erenler silkine Hakk bezmine mihmân olur
Dervîşlikden maksûd merâm ma'rifet-i Rabb-i enâm
Evliyâlar dervîş tamâm her sözleri burhân olur

Yorum Gönder

0 Yorumlar