Âşıkların Alâmetleri - Dua Melekleri | Dua Sitesi

Âşıkların Alâmetleri

Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Allahü Zü'l-Celâl Hazretleri buyuruyor ki, "Beni zikrederseniz ben de sizi zikrederim". Bu zikir yedi tavır üzerinedir. İnsanın da şerefi Allahu Teâlâ Hazretlerini zikretmekledir. Bir kafadaki dil Allah'ı zikreder, bir vücûddaki kalb Allah'ı sever, bir vücûd ki Hakk sevgisiyle ismullah anıldığı vakit her tüyü diken diken olur, o vücûd elbet ki Hakk'ın sevdiği bir hânedir.
Zikretmenin lugatçe ma'nâsı hatırlamakdır. Âşıklar Hakk'ı hatırlamak için zikretmezler, unutmazlar ki hatırlasınlar. Kişi sevdiğini çok zikreder. Seven sevdiğini çok çok zikreder ve zikredildiğini ister. Sevdiğinden bir kimse haber getirse, seven kimse, sevdiğinin haberini getiren kimseye elinden gelen her türlü ikrâmı yapar.
Bu cümleden olarak, Kur`ân-ı Kerîm'de "Ahsenü'l-Kasas" olan yani hikâyelerin en güzeli olan Sûre-i Yûsuf'da, Yûsuf aleyhisselâmı seven yani Yûsuf'a âşık olan Züleyhâ'ya, her kim ki "Ben bugün Yûsuf'u gördüm, senin sevgilini gördüm" dese, üzerinde bulunan ne kadar hulviyyatı yani incisi, altunu, cevâhiri varsa o kimsenin başına dökerdi. Yani seven böyle oluyor. Yaaa! Kim derse ki Züleyhâ'ya "Senin sevgilin Yûsuf'u gördüm", Züleyhâ bütün hulviyyâtını, ne varsa, onun başına dökerdi. Yani böylece bütün servet ü sâmânını ve saltanatını Yûsuf nâmına verdi, dağıttı.
Bu kulun kula aşkı, bir de kulun Allah'a aşkı, bir de Allah'ın kula aşkı var.
Efendi Hazretleri, gerek sohbetlerinde gerek eserlerinde dervîş yerîne çoğu zaman âşık tabirini kullanırlardı. Bu sohbetde de, Hakk'ı zikreden âşıklardan murâdı dervîşlerdir. Efendi Hazretleri, âşıkların ahvâlinden bahsederken "İsmullah anıldığı vakit, Allah sevgisi ile, her tüyü diken diken olur" diyerek, Sûre-i Enfâl'deki "اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَاِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ اٰيَاتُهُ زَادَتْهُمْ ا۪يمَانًا وَعَلٰى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَۚ" ve Sûre-i Zümer'deki, " اَللّٰهُ نَزَّلَ اَحْسَنَ الْحَد۪يثِ كِتَابًا مُتَشَابِهًا مَثَانِيَۗ تَقْشَعِرُّ مِنْهُ جُلُودُ الَّذ۪ينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْۚ " âyet-i kerîmelerine işâret etmişlerdir.


Yârin cemâlin seyridir kâr ü vârımız 
Yokdur cihânın vârına i'tibârımız

Yorum Gönder

0 Yorumlar