Ey sâlik-i hakîki! Makâmını bilmek istersen kendine nazar eyle. Eğer hâlinde rızâullaha mutâbık bir hâl görürsen, bu câhillerin makâmıdır. Eğer yalnız kusur ve küsur görürsen, bu sâliklerin makâmıdır. Eğer isyândan başka bir hâl görmezsen, bu sülûkünü ikmâl etmiş olan sâliklerin makâmıdır. Eğer ne hayırdan ne şerde bir şey görmezsen, bu evliyâullahın ilk makâmıdır. Eğer kendini de görmezsen, bu ıskât-ı izâfât etmiş olan evliyâullahın makâmıdır. Bu makâm sâhibi hiç bir şeyi görmez, her şeyi Hakk'a rücû etmiş, Hakk'da fânî olmuş, Hakk'la bâkî olmuş görür.
Eğer sâlik bu makâmdan da geçip kendini Hakk'da fânî, Hakk'ı kendinde bâkî görmek makâmına erişirse, işte o zaman Hakk'ın feyzi irşâd için bilâ-hicâb zuhûr eder ve tıpkı gassalin suyunun magsûle sirâyet etmesi gibi, onun sohbetinden sârî olan feyz de sâliklere sirâyet eder.
Açup dü dîde-i cânı o mihr-i bî-bahâyı bul
Geçüp vâdî-i hicrânı ezeller âşinâyı bul
Sıfât-ı fânîyi tekmîl edüp hakkânîye tebdîl
Cilâ-yı cezbe-i tehlîl ile nûr-i bekâyı bul
0 Yorumlar