Sakın tarîkatda olduğun için böbürlenme! Çünkü böyle bir hâl, Allahu Teâlâ'ya karşı edebi bozmak demekdir. Zira tarîkat tekebbür üzerine değil tezellül üzerine kurulmuşdur. Evliyâullah, zilleti benimsedikleri için Allah onlara kendi katından azîzlik ihsân etmişdir. Ehlullah, fakr hâli üzere oldukları için Allah fazlı ile onlara gınâ ihsân etmişdir.Tarîkat ehlinin düşdüğü en büyük vartalardan biri de, ucubla kibre düşmekdir ki bu sıfatlar tarîkat ehlinde aslâ bulunmaması gereken sıfatlarıdır zîrâ bunlar şeytânın sıfatlarıdır. Zâten tarîkatın gâyesi, nefsi bu gibi şeytânî sıfatlardan arındırmakdır. Tarîkatın zâhirinde kalmış olan kişilerde görülen bu hâller, türlü türlü iddiâlarla tezâhür eder. Kimisi "Benim şeyhim gibisi yok, diğer şeyhlerde hiç iş yok" der. Bazısı "Benim tarîkim gibi tarîk yok, diğer tarîklerde iş yok" der. Kimisi "Biz hafî zikir yaparız, hafî zikir cehri zikirden üstündür" der ve cehrî zikir yapan dervîşleri küçük görür. Bazısı da ehl-i tarîk olmayan halkı küçük görür, ayıplar, alay eder, onlara hakâret nazarı ile bakar. Bütün bu hâller, kişinin tarîkatın ma'nâsından ve maksadından bî-haber olduğunu gösterir. Zîrâ kendisini herkesden dûn görmeyen kişi tarîkatden feyz alamaz.
Huzûru bulmadan sôfî kılarsın tâ'atı heyhât
Ki tevhîd ehliyim dersin edersin şirketi heyhât
Racîm'in dâm-ı mekrinden ucubla kibre düşmüşsün
Libâs-ı şeytânetle kasd edersin kurbeti heyhât
0 Yorumlar