Zâhidlerle, mü'minlerle, muhsinlerle berâber olursan, onlarla berâber muamele görürsün. Bu âlemde de öyledir. Meselâ ne gibi? Eğer esrarkeş kahvesine gidersen, esrar içmesen dahi, polis geldiği zaman seni de götürür. Eğer iyilerin arasına girip oturursan sana da iyi muamelesi yaparlar. Âhiret âlemi de böyledir.
Dünyâ yüzünde kendilerinize iyi ahbâblar seçiniz. Kötü arkadaşları kendinize yük etmeyin. Boşuna ölü taşımayın. Sizi Allah'a götüren, birr ü takvâya çağıran, aşka davet eden, cennet yollarını gösterenlerin peşinden gidiniz. Nefslerine kul kurbân olmuş, nefsinin eşeği, şehvetinin uşağı olmuş kimselere tâbi olmayınız.Efendi Hazretlerinin bu nâsîhatları, Kur`ân-ı Kerîm'e ve Ehâdis-i Nebeviyye'ye istinâd etmekdedir. Yani kötüleri terk etmek ve iyilerle berâber olmak Allah'ın emri, Peygamber'in tavsiyesidir. Meselâ Sûre-i Tevbe'deki "يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ yâ eyyühellezîne âmenüttakullahe ve kûnû me'as-sâdıkîn" âyet-i kerîmesinde "Ey mü'minler! Allah'dan korkunuz ve sâdıklarla berâber olunuz" buyrulmuşdur. Sâdıklardan murâd, bezm-i ezeldeki ahdine sâdık olup, Allah'ı tevhîd eden, Allah'ın emirlerine itâat edip, yasaklarından kaçınan ve Allah'a kullukdan hiç ayrılmayanlardır. Dikkat ederseniz, âyet-i kerîmede, takvâ ile sâdıklarla berâber olmak bir arada zikredilmişdir. Zîrâ iyi bir insan olabilmek için, takvâ yetmez, iyilerle berâber olmak da lâzımdır. Zîrâ güzel ahlak, kitapla defterle lafla filan olmaz ancak güzel ahlak sâhibleri ile berâber olarak, onlarla berâber yaşayarak elde edilebilir. Kâmil bir mürşide olan ihtiyaç da bundan ileri gelir.
İyilerle birlikte olmanın faydaları sayılamayacak kadar çokdur. Zâten akıl da bunu kabûl eder. Zîrâ insan dâimâ, çevresinin, arkadaşlarının ve dostlarının tesiri altındadır. "Kişi refîkinden azar" ve "Üzüm üzüme baka baka kararır" gibi atasözlerimiz de hep bu gerçeği ifâde eder.
İyilerle berâber olmanın en büyük faydası ise, Allah'a yaklaşmakdır. Zîrâ Cenâb-ı Hakk Kur`ân-ı Kerîm'de, " إِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِينَ innallahe le me'al muhsinîn" ve diğer bir âyet-i kerîmede de "وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ مَعَ الْمُتَّق۪ينَ va'lemû ennallahe me'al müttakîn" buyurmuşdur yani muhsinlerle ve müttakîlerle berâber olduğunu beyân etmişdir. Allah'ın berâber olduğu insanlarla berâber olmak demek, Allah'a yaklaşmak demekdir.
Nâdânı terketmeden yârânı arzularsın
Hayvânı sen geçmeden insânı arzularsın
"Men 'arefe nefsehû fekad 'arefe rabbeh"
Sen nefsini bilmeden Sübhân'ı arzularsın
0 Yorumlar