Resûl-i Ekrem ilân-ı nübüvvet etmeden evvel, Kureyş, peygamberimize büyük hürmet gösteriyorlardı. Hattâ Cenâb-ı Peygamber'e "Emîn" lakabını verdiler. "Emîn", doğru, dürüst, özü sözü dürüst ma'nâsına gelir. Burada mühim bir incelik var, lütfen bunu kaydedin ve îmân eviniz olan kalbinize bunu hakkedin.
Peygamberimiz kırk yaşında nübüvvetini, kırk üç yaşında risâletini izhâr etmişdir yani Allah'dan emir gelmişdir, açıklamışdır. Peygamber doğduğu vakitde de peygamber idi. Bunu unutmayın. Çünkü Resûl-i Ekrem'e sormuşlar. Sahabeden birisi, Allah ona rahmet etsin, "Yâ Resûlallah, ne vakitden beri peygambersiniz?" diye sormuş. Peygamberimiz, "Henüz Âdem'in toprağı ve suyu karışmamışdı, çamuru yoğrulmamışdı, ben nebî idim" diyor. Peygamberinizi böyle bileceksiniz. "Abdullah'ın oğlu, Âmine'nin çocuğu, Mekke'de doğdu, Medîne'ye geldi, Medîne'de oturdu", bunu Ebû Cehil senden benden daha iyi bilir, kendi kavminden çünkü.
Resûlullah'ı biraz bilmek lâzımdır. Allah'ın bilgisiyle bilmek lâzımdır, kul bilgisiyle değil. Hazret-i Peygamber'i kul görüşüyle değil, Allah görüşüyle bilmek lâzımdır.
Peygamberimiz kırk yaşında nübüvvetini izhâr etmekle emrolundu, kırk üç yaşında risâletini izhâr etmekle emrolundu. İşte Âdem'in daha henüz çamuru karılmadan peygamberimiz nebî idi. Daha Âdem'in suyu çamuru yokdu, peygamberimiz gene nebî idi. Ne melek velvelesi, ne felek gulgulesi vardı, gene peygamberimiz nebî idi. Sallallahu aleyhi vesellem.
Çünkü ilk yaradılan mahlûk, en hayırlı mahlûk, nûr-i ilâhîden halk olunan mahlûk, Hazret-i Muhammed Mustafâ'dır. Unutmayın bunu! Evvelâ Resûlullah'ın nûru halk olunmuş, Allah kendi nûrundan halk etmiş, sonra O'nun nûrundan yedi kat semâyı, yedi kat ardı, arşı, kürsüyü, cenneti, hûrileri, gılmanları, vildanları, güneşleri, ayları, yıldızları yaratmışdır.
Yine bir hadîs-i kudsîde, her ne kadar bu hadîs için elfâzen mevzû diyorlarsa da ma'nâ bakımından mevzû değildir, ma'nâ bakımından hadîs sahîhdir, Cenâb-ı Hakk habîbi Muhammed'ine, "Levlâke levlâk lemâ halaktül eflâk" yani "Seni yaratmasaydım, mevcûdâtı yaratmayacakdım" diyor. Bu kâinâtın yaradılmasına sebeb Hazret-i Muhammed'dir. Mü'minin bir katre su bulmasın sebeb Hazret-i Muhammed'dir, kâfirin bir lokma ekmek bulmasına sebeb Hazret-i Muhammed'idr, kâinâtın devâmına sebeb Hazret-i Muhammed'dir.
Hakk yarattı âlemi aşkına Muhammed’in
Ay ü günü yarattı şevkine Muhammed’in
Ol dedi oldu âlem yazıldı levh ü kalem
Okundu hatm-i kelâm şânına Muhammed’in
0 Yorumlar