Peygamberimiz "Men raânî fi'l-menâmi fekad raânî" buyurmuşlardır. Yani "Bir kimse beni rüyâda görürse, mutlakâ beni görmüşdür, şeytan beni temsîl edemez" diyor. Velev ki sakallı gördü, sakalsız gördü, bıyıklı gördü, bıyıksız gördü. Eğer Peygamber'i sünnet bakımından noksan görürsek, bu, rüyâyı görenin kendi noksanlığıdır. Çünkü Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem, mir'ât gibidir, mir'ât-ı mücellâdır, her bakan O'nda kendini görür.
Meselâ Peygamberimiz bir gün oturuyormuş, Ebû Cehil gelmiş, Efendimize hitâben, "Yâ Muhammed" sallallahu aleyhi vesellem, "Senden daha acı sözlü, daha ekşi yüzlü bir kimse görmedim"demiş. Efendimiz, "Sadakte yâ Ebe'l-Hakem" yani "Doğru söyledin" demiş. O gitmiş sonra seyyidinâ Ebâbekir-i Sıddîk, yâr-ı gâr-ı refîk gelmiş. Resûl-i Ekrem'in gârda arkadaşı olan Ebûbekir-ı Sıddîk Hazretleri ki, birinci halîfesi, Peygamberimize ilk îmân eden zât, o gelmiş, "Yâ Resûlallah, senden tatlı sözlü, senden güler yüzlü bir kimse görmedim" demiş. Efendimiz, "Sadakte yâ Ebâbekir" yani "Doğru söyledin" demiş. İki zıd mütâlaa, ikisini de Peygamber tasdîk ettiği için orada bulunanlar sormuşlar, "Yâ Resûlallah, birisi sizi zem etti tasdîk ettiniz, birisi sizi medh etti yine tasdîk ettiniz. Bunun sırr-ı hikmeti nedir?" demişler. Efendimiz demiş ki, "Ben bir ayna-yı mücellâyım, yani parlak bir aynayım, her bakan bende kendini görür. Ebûbekir bakdı bende kendisini gördü, Ebû Cehil de bakdı bende kendini gördü" demiş.
Bir kimse rüyâsında Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemi sakalsız görse, bilsin ki, Resûl-i Ekrem'in ona öyle görünmesi kendisinin sünnetdeki eksikliğini göstermekdedir yani sünnete ittibâdaki eksikliğini gösteriyor. Sebebi budur.
Nûrullah ola hilkat-i aslı ne keremdir
Arş-ı mehâsin rûy-i mücellâ-yı Muhammed
Bir zât-ı kerîm hulk-i 'azîm me'haz-i hikmet
Mir'ât-ı hüdâ vech-i mudayyâ-yı Muhammed
0 Yorumlar