Şemseddîn Sıvâsî Hazretlerinin Mevlidinde İrhâsât-ı Resûl - Dua Melekleri | Dua Sitesi

Şemseddîn Sıvâsî Hazretlerinin Mevlidinde İrhâsât-ı Resûl

Resûl-i Ekrem Efendimizin gerek dünyâyı teşrîfinden evvel, gerek vilâdeti esnâsında, gerekse vilâdetinden nübüvvetini ızhâr etmesine kadar geçen zaman zarfında meydana gelen fevkalâde hâdiselere irhâsât denir. Bunlar Efendimizin nübüvvetinin delîlleri ve işâretleridir. Şemseddîn Sıvâsî Hazretleri, Mevlid'inde bu hâdiselerden bazılarını şöylece beyân buyurmuşlardır : 

Âmine hâtûn der ol hayrü'n-nisâ
Çünkü yere düşdü ol hayrü'l-verâ

Bakdım anın hey'etine ol zamân
Secdeye varmış o nûru'l-müste'ân

Kulağım ağzına vurdum dinledim
Himmetini gördüm ol dem ağladım

Yalvarıp Mevlâ'sına der yâ Ganî
Çün 'anâ iklîmine saşdın beni

Bana bağışla bu 'âsî ümmeti
Çekmeyem tâ rûz-ı ferdâ kürbeti

Ümmet isen anla ey ehl-i basar
Bu söze insâf ile eyle nazar

Doğduğu dem yokladı ol ümmetin
Sen anar mısın hiç anın sünnetin

Dinle benden bunu ey ehl-i riyâz
Bu sözü nakl etti reyhânü'l-'ıyâz

Ol gece kim doğdu ol sultân-ı dîn
Ol kerâmet ma'deni ol hân-ı dîn

Ehl-i şirke 'ıyd idi hem ol gece
Tut kulak benden yana diyem nice

'Âdet idi anlara ol kavm-i âk
Varalar puthâneye bi'l-ittifâk

Putlara secde vü kurbân edeler
Her biri ta'zîm ü ihsân edeler

Pes bu 'âdet üzre ol cemm-i gafîr
Vardılar puthâneye bi'se'l-aşîr

Gördüler esnâmı olmuş ser-nigûn
Yüzleri üzre düşüp olmuş zebûn

Pes bunu gördükde efgân ettiler
Gayret ile yüreği kân ettiler

Yüğrüşüp kaldırdılar ol putları
Hâli üzre çün kodular anları

Yüzleri üzre yıkıldılar yine
Yine kaldırıp kodular yerine

Tutmayıp yerinde esnâm-ı şirâr
Yüzleri üzre yıkıldılar se bâr

Çün bu hâli gördü küffâr-ı Kureyş
Birbirine hep dediler eyş ü eyş

Dediler ol demde ey esnâmımız
Hep fedâdır size cân ü mâlımız

Ey 'aceb bizden mi oldu bu kusûr
Yoksa bir gâlib size etti mi zûr

Bizden olduysa kanı 'afv ü kerem
Kim bizi yakdı bu dem nâr-ı nedem

Gayrıdan olduysa ger bu mekr-i şûr
Kanı tanrılıkda kuvvet kanı zûr

Kanı heybet kanı gayret kanı nâm
'Âlem içre oldunuz rüsvây-ı tâm

Bu sözü derken bular ey muktedâ
Geldi esnâm içre hâtifden nidâ

K'ey cehâlet vâdîsinde hâimûn
V'ey dalâlet merta'ında sâimûn

Kim bu gece doğdu ol mir'ât-ı zât
Döymedi nûruna Uzzâ ile Lât

Şark u garba kanda kim erdi bu nûr
Putları düşdü yüzün buldu fütûr

Bu gece kim doğdu bunda tıfl-ı pâk
Sînesi cümle mülûkun oldu çâk

Korku düşdü cümle küffâr içine
Düşdü âteş san 'alefzâr içine

Bu gece âteşperestin odları
Söyünüp sındı fezâdan odları

Sâve'nin şehrinde ol bahr-i sagîr
K'anda var idi kilîsâlar şehîr

Çünkü deryâ-yı 'ulûm etti zuhûr
Yere gavr oldu o deryâ oldu şûr

Çatladı Kisrâ'nın eyvânı bu dem
Ehlinin kalbine düşdü hemm ü gam

Yatmadı kasrında Kayser bî-hümûm
Kesr olup Kisrâ eridi misl-i mûm

Bu gece şeytâna attılar şihâb
Nicesi yandı vü buldu iltihâb

Göklere çıkmakda me'yûs oldular
Düşdüler yerlerde menkûs oldular

Nice bir esnâm için ey kavm-i dâll
Tanrımızdır dersiz edüp ibtihâl

Nef' u darra kâdir olmayan cemâd
Nice tanrılık eder ey bed-nihâd

Terk edüp esnâmı ey ehl-i şegab
Dîn-i İslâm tanrısın edin taleb

Şemseddin Sıvâsî
Kuddise Sırruh

Yorum Gönder

0 Yorumlar